Senaryolar

Cam ekranın ya da beyaz perdenin büyülü dünyasını yazarlık macerama dahil etmezsek hikayemiz eksik kalır. Tek kanallı televizyon yıllarında, para kazanmaya yönelik radyo güldürüleri yazdığımı anımsıyorum. Bu dönemde babamın ‘F’ klavye daktilosuyla tek parmak yazarlık yapmak kolay değildi. Karbon kağıdıyla çoğaltılan kopyalar giderek silikleşiyordu. Fotokopiyle kopyalarını çoğaltmak ise fazlasıyla maliyetliydi. Teksir makinesi eziyetliydi. Onun için de bazı yazılanlar kopyaları olmadığından kaybolup gitti

Bir kısa film yarışmada dereceye giren “Kuralsız Oyun” ve Trafik” adındaki senaryolarım tek kanallı TRT’de yayınlanmış ve zor para kazandığım günlerime katkı sağlamıştı.

Çok uzun yıllar sonrasında profesyonel yazar olarak yaşamaya karar verdikten sonra yılın öğretmeni ile sokak çocuklarının yolunu kesiştirdiğim NASİP APARTMANI birinci uzun metraj sinema filmi senaryosu sayılır.

İstanbul’a taşındıktan sonra sinema ve televizyon için yazmaya niyetlenmiştim ama sektörün köşe taşları ‘Daha önce neler yaptınız?’ diye sorgu sual etmeye başladı. ‘Senin yaptıkların kadar kötüsünü yapmadım,’ diyemeyeceğim için fırsat beklemek yerine temalı yazarlık yarışmalarında kendimi kanıtlamanın derdine düştüm.

Eskişehir Valiliğinin düzenlediği; Yunus Emre konulu uluslararası senaryo yarışmasında KILIÇ ARTIĞI ANADOLU adlı uzun metraj sinema filmi senaryosu, 100 civarındaki film senaryosunun arasında dördüncülükle ödüllendirildi.

Bir yıl sonra Ahi Evran Üniversitesi Ahilik Kültürünü Araştırma Ve Uygulama Merkezi’nin düzenlediği; ‘Ahi Evran Ve Ahilik’ Konulu, Ödüllü, Uluslararası Senaryo Eseri Yarışması’nda GÖÇ YOLU ANADOLU adlı eserim ikincilikle ödüllendirildi.

Bir yıl daha sonra da Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin; Çanakkale Savaşları’nın 100. yılı dolayısıyla düzenlenen senaryo yarışmasında MENDİLİM KEKİK KOKUYOR adlı eserimi birincilikle ödüllendirdiler.

Ben de sinema sektörünün yaratıcı düşünce hırsızlarıyla dolu olduğunu biliyordum ama kapının arasından başımı uzatmaya çalıştığımda, düşündüğümden daha niteliksiz hırsızların, ‘Al takke, ver külah,’ ilişkisiyle sektörden geçindiklerine tanık olum. Onun için de sektördeki hırsızlarla yolumu daha seyrek kestirebilmek için bazı romanlarımın uzun metraj sinema filmi senaryolarını yazdım.

İlk uyarladığım romanım, 2008 yılında kitap olarak basılan, gişe seyircisinin eğlenerek izleyebileceği, fantastik polisiye türündeki KİBRİT KUTUSU oldu.

Son uyarladığım romanım ise sanatsal derinliği bulunan bir aşk filmi olarak değerlendirilecek MAVİ YEŞİL YA DA TURUNCU oldu.

En azından sinemaya taşınacağı zaman geldiğinde, romanın ruhunu benden iyi anlayacak senaryo yazarı bulacak halleri yok ya…

Son yaz ayları antik dönemlerde Teke Yarımadası olarak anılan bölgedeki Likya yollarında geçti. Fethiye’den Antalya’ya uzanan 500 kilometrelik yolu yürüme hayalleri kurarken LİKYA YOLU projesi kendiliğinden senaryoya dönüşüverdi.

Sonu gelmeyen kadına şiddet hikayeleri de MOR KOYUN uzun metraj sinema filmi senaryosunun yazılmasına vesile oldu.