Tiyatro Oyunları

Bir takım komiklikler silsilesi içinde yazılan ve farklı tiyatro toplulukları tarafından sahnelenen çocuk oyunu GÜL KRALIM GÜL benim için ilk tamamladığım tiyatro oyunu sayılabilir.

Boş geçen askerlik günlerinin kazancı ÇIK ÇIKABİLİRSEN İŞİN İÇİNDEN ikinci tiyatro oyunum olmuştur.

Üniversite yıllarında yazmaya başlanmış ve yirmi yıl sonra tamamlanmış Antigone uyarlaması AKREP ONURU yeniden yazmaya dönüşümün tiyatrodaki habercisidir.

Bir tiyatro oyunu yazma yarışmasının cazibesine katılarak tamamladığım SİRKE TADINDA BÖĞÜRTLEN REÇELİ; elli civarındaki oyunun arasında finale kaldığı halde jürinin birinciliğe uygun oyun bulamama beceriksizliğinden dolayı diğerleriyle birlikte dereceye girememiş ama Devlet Tiyatroları’nın repertuvarında yer almayı başarmış ve İBB Şehir Tiyatroları’nın 100. yılından başlayarak altı sezon boyunca sahnelenme onurunu yaşamıştır.

Bir oyunda ölüm temasını yeterince işleyemediğim düşüncesiyle yazılan ZOR OYUN adındaki tiyatro oyunum İBB Şehir Tiyatroları’nın repertuar havuzunda bulunmaktadır.

Ölüm temasını işlemeyi sürdürdüğüm İLK GECE adındaki  tiyatro oyunumla ölümün kıyısında dolaştığım üçleme tamamlandı.

Son gününde katılmaya karar verdiğim yarışmada dereceye girerek kitap haline getirilen ORMANIN CİNLERİ adındaki çocuk oyunum Türkiye’deki birçok okulda oynandı.

Yunus Emre’nin konu olarak işlendiği temalı tiyatro oyunu yazma yarışması için köy seyirlik geleneğine uygun olarak yazılan, Anadolu gerçeğinin, Anadolu’nun diliyle anlatıldığı ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜM adlı çağdaş Türk tiyatrosuna model oluşturabilecek bir oyundur.

Ahi Evran’ın konu olarak işlendiği temalı tiyatro oyunu yazma yarışmasına, 13. Yüzyıl Anadolu’su hakkında yaptığım araştırmalardan güç alarak yazdığım YOL ATASI AHİ EVRAN adlı tiyatro oyunuyla unutulmaması gereken bir Anadolu kahramanı daha tiyatro sahnesinde yerini buldu.

Osman Gazi’nin silah arkadaşı ve Kocaeli’ne adını veren Akça Koca’nın yaşamının anlatıldığı KIL ÇADIRLARIN DÜŞÜ adlı gençlik oyunu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın isteği doğrultusunda yazdığım Osmanlı’nın kuruluş destanıdır.

13. Yüzyıl Anadolu’suyla ilgili olarak yazdığım TUZLU SUYA YARALI YÜREK adlı gençlik oyunu Osmanlı’nın kurucu atalarından Orhan Gazi ile silah arkadaşlarından Kara Mürsel’in hikayesini anlatır.

Üniversitedeki yıllarımda ‘Gençlik Tiyatrosu’ fazlaca tartışılmakta, bu tiyatronun ‘Gençlerin oynadığı mı, gençlerin seyrettiği mi, yoksa gençlerin sorunlarını işleyen tiyatro mu?’ olduğuna bir türlü karar verilememişti. O dönemlerde yazarlık hocamız Turgut Özakman’ın ‘Ah şu gençler’ oyununun etkisiyle yazmaya başladığım ama yarım bıraktığım GENÇ DEYİP GEÇENLER adlı gençlik oyunumu, bağımlılık sorunu yaşayan gençlerle birlikte internet çağının gençliğini yeniden yazdık sayılır.

Bir türlü gençlik oyununda yerini bulamayan mahalle baskısından bunalmış gencin kısacık hikayesi GÖRÜNMEZ adlı kısa tiyatro oyununa kendiliğinden dönüşüverdi.

AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’nü kazanmadan önce gençliğin kural tanımaz enerjisiyle bir tiyatro oyunu yazmıştım. Üst sınıftaki arkadaşlarımdan biri oyunumu okuyunca ‘Sen absürd tiyatroyu nereden biliyorsun?’ diye şaşkınlıkla gözlerime bakmıştı. İlk kez ‘absürd’ kelimesini ondan duymuştum ve sözünü ettiği tiyatroyu tanıdıkça daha fazla sevdim. Lise yıllarımda yazdığım oyuna son biçimini vermek için sağından solundan budamaya başlayınca, geriye ÇUKUR adında kısa bir absürt tiyatro oyunu kaldı.

Üniversite yıllarından günümüze taşınan yazarlık hikayelerinden birisi de Çanakkale Savaşlarıyla ilgilidir. Çok yakın arkadaşlarımdan biriyle konuyu tiyatro sahnesine taşımaya karar vermiştik. Üç beş kaynak kitaptan fazlasına ulaşamayınca ve daha da önemlisi arkadaşımın yazarlıkta gönlünün olmadığı anlaşıldığınca Çanakkale Savaşlarının 70. yılına yetiştirmeyi düşündüğümüz proje başlamadan sona erdi. 30 yıl sonra tiyatro oyunu yazma projesini yeniden hayata geçirmek için çalışmaya başladım. Aynı projenin uzun metrajlı film senaryosunu ve romanını da yazacaktım. Bir süre sonra Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin 100. Yılı dolayısıyla uzun metrajlı film senaryosu yazma yarışması düzenlediğini öğrendim. Bu yarışma nedeniyle ister istemez tiyatro oyununu yazmayı erteleyerek, film senaryosu üstünde çalışmaya başladım ve yarışma sonrasında projem birincilikle ödüllendirildi. Bu ödülün coşkusuyla senaryomdan aynı adla uyarladığım MENDİLİM KEKİK KOKUYOR tiyatro oyunu olarak da tamamlandı.

Bir süredir İstanbul’da yaşamanın karşılığı olarak; belki de binlerce yıllık gizemini, yaşamın acımasız gerçeğiyle harmanlamayı beceren şehrin büyüsünden etkileyerek VERESİYE DEFTERİ adlı tiyatro oyununu yazdım.

Üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu’da yaşadığımızı unutmadan, denizlerimizin sunduğu sınırsız güzellikleri korumaya yönelik eğlendirici ve eğitici CARETTA CARETTA adlı çocuk oyununu yazdım.

2020 TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Patara Yılı’ ilan edilince, büyüdüğüm Antalya’ya yazar olarak sorumluluğumu yerine getirebilmek niyetiyle farklı projeler üstünde çalışmaya başladım. Bu çalışmaların arasında ortaya çıkan TANRININ OĞULLLARI sonuncu yazdığım tiyatro oyunu olarak sahneye taşınacağı zamanı bekliyor.